MİLLİ DKD KOMİSYONU DOĞRU ADIMDIR

ALEVİ CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI

“Kimin Söylediğine  Değil, Ne Söylediğine Bakın”

                                                                           (Hz.Ali)                                                                                                                                                                               

Ülkemiz Türkiye’nin en hayati gündemi olan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Sürecine (Milli DKD Sürecine)” ilişkin; doğru ve yanlış, olumlu ve olumsuz, istenen ve istenmeyen, demokratik ve antidemokratik vb tespitler; doğru bakış açısı edinmemiz için köşe taşlarının döşenmesini sağlayabilir.  Kavramları, uygulamaları, gelişmeleri yerli yerine oturtarak; ufkumuz yettiğince netleştirme çabasıdır. “Milli DKD Sürecine” ilişkin başta  milletvekillerimizin, belediye başkanlarının ve diğer bütün seçilmişlerin tutumunu; doğru ölcüler ile değerlendirmek önemlidir.

 BARIŞ HEMEN ŞİMDİ

“Ey İnsanlar; soyunuz sopunuzla birbirinize karşı övünesiniz diye değil, birbirinizi tanıyıp kaynaşanız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık”

                                                                                                                                   (Kur’anı Kerim)

 “Size yeni bir buyruk veriyorum: Birbirinizi sevin. Sizi sevdiğim gibi siz de birbirinizi sevin.”

                                                                                    (Kutsal Kitap-Yuhanna)   

 Uygarlıklar beşiği Anadolu’da; Din, mezhep, Anadil, etnisite, kültür vb çeşitliliğimiz, farklılıklarımız ülkemizin zenginliği ve gücüdür. Farklılıklarımız; “Çağdaş Uygarlık Seviyesinin üstüne çıkmak” hedefimiz için en önemli destek payandalarımızdır. Ülkemiz Türkiye; Sorunlarını demokrasi, kardeşlik ve dayanışma ile çözebilecek deneyim, bilinç, yetenek ve kabiliyettedir. Farklılıklarımızla biziz ve Türkiye’yiz. Ülkemiz Türkiye’de sorunlarımızı; öldürerek, birbirimizin kuyusunu kazarak, ağlatarak ve acı çektirerek vb çözme ilkel tutumları geride bırakma da geç kaldık. Silahsız, şiddetsiz, barış içinde bir arada Kardeşçe yaşama iradesiyle attılan adımlar, oluşumlar, komisyonlar, görüşmeler ülkemizin geleceğine yönelik umutlarımızı artırıyor.

TBMM’de “Milli DKD Komisyonunun kurulması doğrudur.

 DOĞRU DURUŞ NEDİR?

Parti veya şahsi menfaat peşinde olanlar ile Türkiye toplumunun genel yararı için emek harcayanları ayırmak ve bilgi kirliliğine karşı mıntıka temizliği yapmak elzemdir. Hatay’dan, bizim oylarımızla seçilen  ve çözümün parçası veya sorunun parçası olan milletvekilleriyle başlayalım.

AK-Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman’ın Komisyon üyesi olması yerinde olmuştur. Türk, Kürt, Arap, Ermeni, Sünni, Alevi, Hristyan hepimiz birlikte Hatay ve Türkiye’yiz. Renk renk çiçek bahçesi misali, yan yana, iç içe, Adalet, Eşit ve Kardeşçe birlikte yaşamın dünya başkenti Hatay’lıların görüşlerinin yansıtılması önemlidir.

     “İYİ Parti Hatay Milletvekili Şefik Çirkin’in; “Sürece” ilişkin  TBMM kurulan “Milli DKD Komisyonun” artık dağıtılması gerektiği” şeklindeki ifadeleri; Hatay’lıların ve  tüm Türkiye’de toplumun yararına değildir.  Hamasetle kendi partisine bir bir kaç oy devşirme kaygısıdır. Hamasi ifadeler; Ülkemiz Türkiye’de çözümsüzlüğü ve  kangrenleşmiş sorunların derinleşerek devamına davetiye çıkarıyor.  Hatay’lıların oylarıyla seçilen Milletvekillerinin Türkiye toplumuna zarar verecek ifadelerini kabul etmiyoruz ve ret ediyoruz. Türkiye’nin; kendine acı çektirmeye, kendini fakirleştirmeye, Türkiye’li anaları ağlatmaya devam etmesini önermeyi; sadece Hatay’lar değil, 86 Milyonun ezici çoğunluğu kabul etmez.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Yeni döneme giriyoruz. Dünyada Barış isterken kendi ülkemizde barışı Sağlamak lazım” çağrısı doğru ve olumludur. Ülkemizin 2. yüzyılına “iç Cepheyi sağlamlaştırarak” devam etme kararlılığıdır. İyi Parti haricinde, iktidarı ve muhalefetiyle TBMM’de yeralan bütün partilerin (AK-Parti CHP, DEM, MHP, YENİ YOL, HÜDA-PAR, YENİDEN REFAH, TİP, EMEP, DSP, DP) “Milli DKD Komisyonuna üye vermeleri Türkiyemizin iç barışa olan susamışlığının göstergesidir.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin  “Bir Kürt, bir Alevi; İki Cumhurbaşkanı Yardımcısı” şeklindeki önerisi doğru ve olumludur.  

Bu olumlu önermenin içinin doğru doldurulması ve uygulamalarda “mış gibi yapılmaması” önemlidir.  

   Toptancı ve antidemokratik “Çoğunlukçu Sistemin” çıktısı adaletsizliğin yaratığı tahribatların faturasını on yıllarca, çok ağır ödemeye devam ediyoruz maalesef.  Ülkemizdeki  her etnik ve inanç grubunun devlet örgüsünde hakkıyla temsiliyetine dayanan “Demokratik Çoğulcu Sistem”  adaleti sağlar.

Dil, din, inanç, kültür farklılıkları nedeniyle  negatif  durumda olan gruplara; pozitif ayrımcılıkla (Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı kotası gibi) adalet sağlanır. Kadın Kotası ve  Eş Başkanlık vb araçlarla;  Ataerkil sistemin kadınlara dayattığı eşitsizliği giderme için; pozitif ayrımcılık vb uygulamalar yapıldığı gibi.  

Çoğunluk; kültürünün, inancının, etnisitenin, dilinin vb her alandaki baskın eğemenliğinden dolayı; baskın olmayan  grupların bütünlük içinde  kendilerini yeterince  var etme olanağı bulamaması bütünlük bünyesinde zayıflık yaratır.

Çağdaş Uygarlık seviyesindeki ülkeler; Pozitif ayrımcılık yaparak, adaleti sağlamaya yönelik uygulama araçlarıyla iç cephelerini kapsayıcı ve geniş zemine oturtarak sağlamlaştırdılar.

Eş başkanlık, bakanlık, Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı, Parlamentoda, Parti Organlarında, STK, Odalar vb yüzdelik, oran vb yasal kota ayrılması gibi uygulama araçlarıyla daha adil sistem sağlanır ve iç cephe organık şekilde güçlendirilmiş olur.

     Bir başlangıç yaptık.  Devam edecek.